Sayın Milletvekilimiz Suat Kınıklıoğlu’na açık mektuptur.
Sayın Kınıklıoğlu, milletvekili adaylığınız süresinde bu sütunlarda sizi epeyce “sert” sorularımızla terlettik. Malum bizde bir atasözü vardır. “Hamama giren terler” Bu soruları sorarken amacımız ne Sizin kişiliğinizi, ne de partinizi yıpratmaktı.
Demokrasinin gereği çoğunluğun verdiği karara da saygımız vardır.
Eğitimli, donanımlı kişiliğinizin de farkındayız.
T.B.M.M. de, partinizde aldığınız görevler bunu açıkça göstermektedir.
Türkiye’nin dış politikası için çabalarınız, ulusal basında çıkan haberleriniz, küçük şeylerle mutlu olan biz Çankırılıları heyecanlandırıyor.
Sayın Milletvekilimiz, Çankırı Milletvekili sıfatıyla, Ülke sorunlarından fırsat buldukça, Çankırı içinde bir şeyler yapma gayreti ve “baskısı” içersinde olduğunuzu görüyoruz, takip ediyoruz. Üzerinizdeki bu “baskıda” bizim de olumsuz katkımızın olduğu bilincindeyiz.
Sonuç olarak;
Çankırı müstahdemliğinden aldığımız güçle, Siz Sayın Milletvekilimizi uyarıyoruz.
Çankırı’da bulunduğunuz sürede “kılavuzlarınıza” dikkat edin…
Çankırı sevdamız dolayısıyla, son günlerde Çankırı’da beraber göründüğünüz kılavuzlarınızın “CEMAZİYELEVVELLERİNİ” iyi, hem de çok iyi bildiğimizi, bizim gibi partiler üstü ve kişisel çıkar hesabı içinde olmayan, memleketinin gelişmesinden, kalkınmasından başka bir derdi olmayan bazı Çankırılılarında çok iyi bildiğini hatırlatırız.
Bu kılavuzlarınız, her devrin adamıdır. Her türlü kalıba ve kişiliğe bürünürler. Tek ayakları üstünde, “.......köçek” gibi fırıldak gibi dönme özellikleri vardır. Her iktidarın adamı olan bu “goygocular” kendi çıkarları doğrultulsun da sizin Çankırı ile ilgili yanlış kararlar almanıza sebep olabilir.
Sizi, Sayın Başbakanımızın, partinizin genel başkanının geçtiğimiz günlerde söylediği bir atasözü ile uyarmak istiyorum.
“Kılavuzu karga olanın………”
Sayın Milletvekilimiz, Lütfen “kılavuzunuzu kargalardan” seçmeyin, dikkat edin...
Saygılar bizden…
Merak edene:
Cemaziyelevvelini bilmek: Bir kimsenin herkesçe bilinmeyen, geçmişteki her türlü yönünü veya kötü durumunu bilmek.
Goygoycu: Boşu boşuna, bilgisiz olarak, gereksiz yere çok konuşan kimse. Mecaz; dilenci