Kaç yaşına girdiğimi sormayın. Artık yokuşu aştık , finişe doğru tempolu bir şekilde koşmaya başladık.
Bundan sonra benden her hafta bir yazı da beklemeniz de mümkün değil. Yalan – yanlış, laf olsun torba dolsun cinsinde yazılar da yazamam. Benim bir huyum var. Nükteyi ve mizahı da yaşım kaç olursa olsun hiç bırakmaya niyetim yok.
Geçenlerde Anvers’te Türk Fuarında mizah üzerine düzenlenen bir panelde konuştum. Ne zaman mizaha başladınız dediler. Ben de mizaha başlamadım. Çünkü bu Allah vergisi idi. Rahmetlik Babam da nükteleri ile milleti hem güldürmeyi, hem de düşündürmeyi bilen biri olduğunu dost sohbetlerinde anlatırlardı. Bu gün itibarı ile babamın vefat ettiği yaşı geride bırakmak üzereyim. Yani ‘Bu gün benim doğum günüm, Ne sarhoşum, ne hastayım, babamın vefat ettiği yaştayım. Babam yokluğa direndi. Ben de vatan hasretine direniyorum. Gelişen teknoloji sayesinde sanal da olsa hem köyümü, hem ilçemi hem de Çankırı’mı geziyorum. Çok sevdiğim insanlar var. Umarım beni de onlar seviyorlar. Sevmemelerine hiç bir neden yok. Kimsenin köpeğine oşt, tavuğuna kışt demedim. Doğru bildiğimi söylemeye çalıştım. Önyargılarla hareket etmedim. Ve de hakaret etmemeye özen gösterdim. Ola ki kalbinizi kırdım ise affedin bu gün. Çünkü benim doğum günüm.
Burçlara inanmam ama, koç burcu olduğumu ve inatçılığımı bilirler. Fakat zaman için de koçluk ve inatlaşmalarla bir yere varılamıyacağını anlamış ve zararını görmüş olacağım ki istişare ve diyalogtan yana tavırlarım gün geçtikçe arttı. Bulunduğum çevrede ya da gittiğim yerlerde uzlaşma konusunda insanlara yardımcı olmaya çalıştım. Bunun nimetlerini de gördüm. Teşekkürlerini esirgemediler.
Daha önceleri yazılarımda bahsettiğim gibi doğum günüm tam belli değil. Recep ayında yani Nisan da doğmuşum. Doğduğumda babamın yaşı 52, Yani bendeniz bizim oranın tabiri ile tekne kazıntısıyım. Babam benden için yaşamaz demiş. Benden önce doğan ve çocuk hastalığından ölen Celal ( Bayar’ın anısına) kardeşim daha dünyada kendi ayakları üzerinde durmaya kalmadan Hak’ka yürümüş. Dünya ayağımızın altına muz kabuğu koyuyor, sallıyor, sarsıyor ama yıkılmadık ayaktayız.
Allah kimseye acı- keder vermesin. Duvarı nem , insanı gam yıkar. İnsanoğlu en büyük darbeyi de ummadıklarından görür. Hiç bir şey sizin sağlığınızdan önemli değildir. Bunu ilke edinirseniz, sorunlarınız azalır.
Öğretmenliğe başlayalı 38 yıl olmuş. (1970-2008) Siz deyin otuz, ben diyeyim sekiz gün olmuş gibi. Sağlığım elverdiği sürece de çalışmayı istiyorum. Türkiye’de yürütülen emeklilik yaşı uygulaması ile ilgili yasalardaki değişikliği normal karşılamak gerekir diyorum.
Avrupa’da emeklilik için ya 45 yıl bilfiil çalışırsınız ya da 65 yaşını beklersiniz. Yani benim emekliliğime daha yedi yıl var. Ne zaman emekli oluyorsun diyenlere duyurulur. Allah nasip ederse 2015 yılının 9 Eylül’ünde İzmir’in Kurtuluş günü ben de emekli oluyorum.
Avrupa’da emeklilere ödenecek aylıklar gün geçtikçe problem olmaya başladı. Hatta İngilizler emeklilik yaşı yetmiş olsun diye bir öneri getirdiler. İnsanların ömrü uzadıkça emeklilik yaşı da ileri tarihlere alınıyor. Ben şayet Türkiye’de çalışsaydım yirmibeş yılı doldurup 43 yaşında emekli olacaktım. Yazık günah . Bütün bilgi ve birikimin aktarılacağı yaşta emekliye ayrılmak, öğretmenler lokalinde pişpirik oynamakla 13 yılımı geçirmiş olacaktım. Bu sözlerime içinizden sitem edenler olacaktır.
Gelin bu Avrupa denilen yere nasıl çalışılıyor, görün. Ekmek elden,su gölden, odun da Hasan Dağı’ndan gelmiyor. Çalışmak zorundasınız. Çalışmazsanız, aç kalırsınız. Hatta insanlar evde besledikleri kedisine, köpeğine en iyi mamalardan alırlar ama size zırnık vermezler.
Son zamanlarda Avrupa Ekonomisi’nin sekteye uğraması ile zengin- fakir uçurumu gün geçtikçe büyümektedir. Haberiniz ola...
Ey Arkadaş,
Sözüm sanadır. Hasan’adır. Ya da Osman’a dır. Ben sizden benim yaş günümü kutlamanızı beklemiyorum. Ne bekliyorsun derseniz. İşte cevabı: - Ülkemize, değerlerimize, kültürümüze sahip çıkalım. ‘İstikbal Göklerdedir’ ve Gelecek te çağa damga vuracak ulus olarak sıra Türklerdedir.
Gelecek yıl yaşgünüme belki daha iyimser bir yazı yazarım inşaallah.
Sevgi, saygı ve dua ile.
Recep Cırık 4/4/2008 Gent