“Mayıs 2008” tarihli yepyeni bir eser ama gerçek manada bir eser bugün elime ulaştı.
Ülkemizin birçok büyük şehrinde, yüksek bütçeli kurumlarında, belediyelerinde isteseler de yaptıramayacakları ölçüde bir emek mahsülü, bir birikim, bir gönül işi hepsinden öte saklı hazinenin ilk pırıltılarını gösteren bir kültür atlası; Osmanlı Belgelerinde Çankırı kitabı özel bir baskı ile yayınlandı.
Finansmanını Halk Bankasının üstlendiği kitap, TC Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü ve Çankırı Belediyesi Çankırı Araştırmaları Merkezi işbirliği ile hazırlanmıştır. Dev eser cesametiyle, zengin içeriği ve görsel dökümantasyonuyla benzeri yayınlara fark atarken bunun ardındaki Çankırı için Kurumlar arası bir diyaloğun başlatılmış olması ve çok kısa sürede somut bir eser ile karşımıza çıkması asıl sevindiren ve geleceğe umutla bakmamıza imkan veren bir durumdur.
243 sayfalık eserin Devlet Arşivlerine ayrılan birinci bölümünde 1520-1926 yılları arasındaki Osmanlı dönemi tarihine tanıklık eden 150 özet konu çerçevesinde çeşitli belgelerin, görüntü, referans ve özetleri yer almaktadır. Belgeler Çankırı’nın nüfus, vergi ve vakıf kayıtları; yol, köprü, okul, hastane, cami, medrese, kışla, hükümet konağı, telgrafhane, hamam, çarşı inşa ve tamiri gibi imar faaliyetleri; idari teşkilatta yapılan değişiklikler, panayırlar, bazı memuriyet görevlerine yapılan tayinler, muhacir iskanı, gibi ilgili konuları içermektedir.
İkinci bölüm ise Çankırı Araştırmaları Merkezinin arşivindeki eserlere ayrılmıştır. Bu bölümde çok sayıda fotoğraf ve belge yer almakta olup, bunların da hazinenin küçük bir kısmı olduğunu biliyoruz. Beklentimiz ve yayıncılardan ricamız aynı kalitede yeni eserlerin yayınlanmasıdır.
Kitabın editörlüğünü Yüksel ASLAN ve Cevat EKİCİ yürütmüş olup, Kevser ŞEKER ve yine Çankırı’lı bir araştırmacımız Fuat RECEP tarafından da belge hazırlama çalışmaları yapılmıştır. Grafik ve sayfa düzeni Çankırı’da yapılan eser, Çankırı Belediye Başkanı sayın İrfan DİNÇ’in desteği ve sayın Yüksel ASLAN’ın kalsik memuriyet zihniyetnin dışında duruşu ve gösterdiği gayret ve azm ile ortaya çıkmıştır, bunu unutmamak gerekir. Kurumları bir araya getirmek ve bunlardan ortak bir eser ortaya çıkartmak ‘bürokrasi cumhuriyeti’ olan Türkiye’de oldukça zor bir iştir. Bugün bu eserin yayınlanması ve bununla birlikte aynı metaryallerin halen bir sergide yer alıyor olması gelecek için çok faydalı çalışmaların yapılabileceği hakkında kesin bir kanaat oluşturmaya yeterli görünüyor. Eser yarının araştırmacılarna bir ilham kaynağı olmaktan çok öte bir ip ucu, bir başlangıç noktası ve tarihsel bütünü yakalamakta yol gösterici bir klavuz olacaktır. Kitaptaki her bir belge, fotograf aslında başlı başına bir araştırma konusu olacak niteliktedir. Araştırmacılara, tarih meraklılarına yepyeni konu başlıkları, yepyeni belgeler bu eserle sunulmuştur inancındayım.
Özetle, Osmanlı Belgelerinde Çankırı kitabı
Çankırı Araştırmacılarının konu ve belge bağlamında başlangıç noktası,
Çankırı’nın tuz-toz ikileminde kalan insanlarınının ufkunu açacak bir kültür atlası,
Fiziki ve sanatsal yapısıyla Çankırı literatüründe çıtayı yükselten bir değer,
Ve 1300’lü yıllara kadar inen belgeleriyle Şehrin Tapusu olmaya namzet bir çalışmadır.
Osmanlı Belgelerinde Çankırı kitabından dikkatimi çeken birkaç alıntı:
Belge: “Çankırı’da her sene düzenlenen Yapraklı Panayırınınemiyet içinde sona erdiğine dair Çankırı Kaymakamı Ahmet Rüştü’nün yazısı. Bu yazıda, Yapraklı panayırının Anadolu’ya açılan panayırların en kalabalığı olduğu; Halep, Kayseri, Darende, Kastamonu ve sair yerlerden tüccarların katıldığı; geliş-gidiş ve ikamet süresince herhangi bir uygunsuzluk yaşanmadığı; panayırın emniyet içersinde son bulmasının tüccarlar ve halk tarafından memnuniyetle karşılandığı gibi hususlardan da bahsedilmektedir.” 27 Ağustos 1862
Yorum: Bugün ilimizi yönetenler Çankırı’nın Cumhuriyet kurulduğunda görece olarak diğer bir çok ilden daha önde olmasına rağmen bugün neden bu kadar geri kaldığı konusu araştırtırma konusu yaptırmalılar.
Belge: “Çekeş kazasına debbağlık sanatını (dericilik) öğretecek bir usta gönderilmesi hakkında Kastamonu Meclisinin mazbatası.” 30 Kasım 1870
Belge: “Çankırı’da bulunan Mevlevi Dergahının törenle açıldığı hakkında Çankırı Mutasarrıfı Abdülvahab’ın telgrafı” 3 Aralık 1893
Belge: “Çankrı’da kolera hastalığı esnaında üstün hizmetleri görülen Belediye Eczacısı Markar Efendi’nin rütbe ile ödüllendirilmesi hakkında Dahiliye Nezareti’nin Sadaret’e yazısı”. 6 Ocak 1895
Yorum: O dönemler Ermenilerle içiçe yaşıyoruk ve onlar Türkler kadar memleketini seven, halkı seven insanlardı. ‘Markar Efendi’ büyük gayretlerle hizmet etmesini, Devlet de bunu ödüllendirmesi gerektiğini biliyordu. Medeniyet budur.
Belge: “Çankırı Belediyesi için sipariş edilmiş olan büyük saatin gümrük vergisinden istisna tutulması hakkında padişah emri” 13 Temmuz 1900
Yorum: Osmanlı moderleşmeyi önleyen değil teşvik edendi.
Belge: “Bazı vilayetlerde olduğu gibi Çankırı’da da kozacılık sanatının ilerlemesi ve dolayısıyla servetin artırılması için halka yüz bin adet dut fidanı gönderilmesi hakkında Dahiliye Nezaretinin Orman, Maden ve Ziraat Nezaretine yazılan yazı” 10 Kasım 1909
Yorum: Çankırı’da her bahçede, okak aralarında bolca rastlanan dut ağacının hikayesi buradan başlıyor demekki. Bu belge halkın ekonomiye iştirakinin bir metodu ve başarılı bir kamu maliyesi politikasıdır.
Belge:Çankırı’da Şeyh Bahaddin hazretlerinin Miladi 1281 tarihinde yaptırmış olduğu Kuşevi Vakfı’nın orjinal vakfiyesinin tarih ve şuhudul hal bölümü.
Belge:Yine Şeyh Bahaddin hazretlerine ait 1352 tarihli başka bir vakfiyesine ait belge
Belge:1910 tarihli Kale’de Karatekin hazreterine ait bulunan türbe resmi.
Yorum: Bu resim Karatekin Türbesinin yeniden inşasında birebir kullanılabilecek bir prototip olabilir.
Belge:1892 tarihli Çankırı Mevlevihanesi Tamirat defteri, 1904-1913 tarihli Şeyh Mehdi Vakfının gelir gider kayıtlarını gösterir sayfalar
Belge: Çok ilginç “Çankırı’nınn Şabanözü nahiyesi Karaviran köyünde Hacıoğullarından olup ilmi Encümen huzurunda imtihan edilerek yeterli görülen Ahmet oğlu Şakir Efendinin ilmiye kıyafeti giyebilecğine dair Kalecik Müftüsü tarafından verilen belge” 29 Mayıs 1924
Yorum: Zannedildiği gibi Osmanlı’da kıyafet seçimi ve giyim tarzı başı boş değilmiş. Hatta kurallar sadece İstanbul’da işletilmiyor, ücra bir şehirde dahi aynı usül çerçevesinde yürüyor.
Belge:Çanakkale cephesi’ndeki askerlerimize çorap ören gönüllü Çankırılı kadınların çalışmalarının ve ürünlerinin kayıtlarının tutulduğu defter. 1915 ve Esnaf teşkilatının kayıtlarının tutulduğu defterler.
Yorum: Devlet olma geleneği, bilinci savaş yıllarında dahi olsa insana bir düzen ve kurallar bütünü ile yaşamayı zorunlu kılar. Bakın en zor zamanlarda kadınlar çoprap örüp işi bırakmamışlar, kayıtlarını tutmuş hesabını yapmış. Bugün bizler hala ekonominin kayıt altına alınmasından bahsede duralım. Önce zihniyet olarak Devlet geleneğini insanımıza hissettirmeliyiz.