"Ve yerlilerin kavlince;altı tekmil tuz madeni olduğundan
yıkılacak Çankırı şehri
kıyametten kırk gün önce.” N.Hikmet
Yok, yok bu sefer kesin inandım, bu memleket beddualı arkadaş.
Her
yeni atamada, “tamam bu sefer oldu, bu gelen Çankırı’yı uçuracak, çağ
atlatacak, en azından gerisinde kaldığımız komşu illerin seviyesine
taşıyacak” derken. Bir de bakıyoruz ki, gelen gideni aratıyor.
Pipolusunu, papyonlusunu, eyyamcısını, mahalle muhtarı bile olamayacakken nasıl olduysa İlbay paşa olanını görmüştük.
En sonunda karayolunda “disiplin aradığı” için köylünün üç kuruşluk rızkını yasaklayanı da gördük çok şükür.
Çankırı
internet sitelerindeki habere göre; İlbay Paşamız Tüney-Konak (Karaşıh)
köyleri arasındaki karayoluna tezgah kurulmasına izin vermeyecekmiş.
Köylünün
yanı başındaki tarlasında, bahçesinde ürettiği kavunu, domatesi, biberi
yoldan geçenlere pazarlamaya çalıştığı tezgahlardan, İlbay paşamızın
söylediğine göre karayolları rahatsızmış, dolayısıyla kendileri de
rahatsız olmuşlar.
Hani derler ya! “Acemi nalbant zanaatını fukaranın eşeğinde bellermiş…”
Müfettişlikten
sonra ilk İlbaylık, daha doğrusu bu konudaki acemilik dönemine
Çankırı'da başlayan İlbay Paşamız, daha öncekilerinde yaptığı gibi
Çankırı’yı basamak yapıp gideceği diğer şehirlerde sakın aynı yasakçı
zihniyetle beyanatlar vermesin.
Zira başka memleketlerin insanlarını, Çankırılar gibi bellemesin.
Çankırılılar,
“yaran kültüründen gelen kuru nezaketleri” nedeniyle pek seslerini
çıkarmazlar, çıkaramazlar. Sessiz ve suskundurlar. Çankırılı devletine
saygısından dolayı, İlbay Paşa'sına da saygılıdır.
Yolda disiplin arıyorlarmış...

Kaynak:haberci18
Karaşıhlı dedeye üst perdeden ne demiş Sayın İlbay Paşamız?
“Yaptığınız
tezgahlar şu an derme çatma vaziyette. Böyle olmaz. Karayolları da yol
kenarına tezgah açmanızdan rahatsız. O yol Çankırı-Ankara yolu. O yolda
disiplin olmalı. Disiplinli bir şekilde devlet yolu dışında bir mekanda
bu işi yapacaksanız yapın.” diye buyurmuşlar. (Yerel basından)
“Disiplinli bir şekilde devlet yolu dışında bir mekanda bu işi yapacaksanız yapın.”
Oysa
Biz Çankırılılar yıllardır şehrin merkezinde disiplin arıyoruz. Ancak, Yaran
kültüründen gelen kuru nezaketimizden dolayı, devlet umuru görmüş
büyüklerimize “bu işi yapacaksanız yapın” diyemiyoruz.
Bir
memleketin İlbay'ı, yolda ürün satan köylünün tezgahının estetiğinden
rahatsızlık duyarken, vilayet binasının karşısındaki kaldırımlara taşmış
tezgahlardan, ana cadde üzerlerinde, şehrin göbeğinde traktör, kamyon
römorkları ile kurulan tezgahlardan neden rahatsızlık duymaz o da ayrı
bir konu.
Yazının devamı:
http://www.sozcu18.com/germece-kavununa-ozgurluk-2342yy.htm