Değerli Yarenler
Bir Çankırılı olarak hala Acrupa'da bulunan Çankırılıları bir araya getirecek bir dernek kuramadık. Bırakın dernek kurmayı birkaç aile biraraya gelmemiz bile gün geçtikçe güçleşiyor. Çankırılı olduğumuzu ancak nüfus kağıtlarımızdaki kayıt ile ispat edebileceğiz.
İçinde 'Ç' geçen bütün sözcükler bizim için Çankırı havası verir. Beni rahatlatır. Hele bu 'Ç' harfinin çengeli yok mu ? Bu çengel Güzel Çankırımın burnundaki hızma gibi görünür gözüme. 'Ç' nin şu tombul ve ağız kısmının açık olması ise Çankırı'nın sevecen tombul, ortaboylu insanlarını ne de güzel temsil ediyor. Ç'yi ters çevirirseniz çengel yukarda olunca bozkırlarında mağrur ve tek başına duran gelene geçene, sıcak güneşine gölge olan birer iyilik anıtı gibi yükselirler. Yılların verdiği terkedilmişliğe ve unutulmuşluğa rağmen inadına ayaktadırlar. Görevini son nefesine kadar yerine getiren bir asker gibidirler. Yıkılmazlar, yılmazlar...
Çankırı hep vermiştir, almamıştır. Kitabının alma sayfası yırtılmıştır. Çanakkale'ye en çok şehidi veren sayılı illerden biridir. Sıla ve gurbeti kader defterlerinin ilk sayfasında altı kalın çizgilerle yazılmış kader ve keder kavramları arasında yaşama direnen yaranları ile düşmanın ve işgal güçlerinin ayak basamadığı, erkeği kadar kadın kahramanları ile ünlü 'Yanık Emine'lerin diyarıdır.
Kışı soğuktur. Yaradana sığınır,yazı bekler. Toprağı kuraktır, toprağa attığını almak için yağmuru bekler. Geçim zordur köyünde, kasabasında... Gurbete gönderdiği oğlunu, yavrusunu, yavuklusunu bekler.
Ankara komşusudur. Hemde : - Aha şurda diyecek kadar. Ankara'daki büyükler başı yüksekte,burnu yukarda olduğundan mı nedendir, bir türlü göremezler. Onların Çankaya'sı önemlidir. Çankırı'ya kimin gideceği konusunda hiç bir tartışma yaşanmamıştır. Yaşanmaz da. Çankırı Çankırılılarındır. Çankaya rüyalarını süsler politikacıların. Oysa benim rüyalarımı Çankırı süslüyor.
Çankırı'yı tanıtmak kolay değildir. TUZluya malolur. Tiftiğğimiz bitti. Köyden okuyup, ayrılanlar gençlerimiz hanım köylü mü oldular nedendir el- etek çektiler. Hatta Çankırı'lı olmadıklarını söyleyemeyecek kadar Çankırı'mahaksızlık ettiler.
Eh ne yapalım. Keser döner, sap döner, gün olur hesap döner. Bir de bakarsınız tuz denilen bu maddemiz günün birinde değer kazanır. Tuzumuz kazanmazsa Tuz mağaralarımız dünyaca ünlü stresten kurtulmak için herkesin uğrak yeri olacak gelişmelere mekan olarak değerlendirilebilir. Bunun için tuz ve mağara hazır. Belki Avrupa Birliği'ne sunulacak bir proje ile bir bölümü hemen halkın sağlığına ve ziyaretine açılacak hale getirilebilir.
Bu topraklardan petrol çıkmadığına da seviniyorum. En azından akşam yatınca hangi ülke işgal için plan yapacak diye bir kaygısı olmuyor Çankırı hemşehrilerimizin. Yinede uyurken dikkat etmek gerekir. Bir talihsizliğimiz daha var biliyorsunuz fay hattının üzerindeyiz.
Gelen bürokratlarımız Çankırı'yı seviyorlar ama fazla da kalamıyorlar. Siyasette ise aksiliklerle dolu iki il vardır. Kırşehir ve Çankırı. Başka KIR geçen şehir var mı hatırlayamadım ama bizim hep hatırımız KIRI lmıştır. Gerçi sözler verilmiştir, o ayrı...
Çankırı'yı nasıl tanıtalım?
İşte böyle tanıtalım.
Doğrusu bu.
Çankırımız için bütün iş adamlarımızı yatırım yapmaya davet ediyorum.
Kalkınmanın yolu sanayileşmeden geçiyor.
Ey Çankırılı yarenlerim
Nasılsınız ?
Cevap :- Şükürler olsun, yuvarlanıp, gitmeyin. Ayakalrınızın üstünde kalmaya gayret gösteriniz. Çankırı'yı tanıtmak için sizinde çorbada TUzunuz olsun.
Siz de Çankırılılaştıramadıklarımız mısınız ?
Yoksa Çankırıya alıştıramadıklarımızdan mısınız ?
Selam, sevgi ve saygı ile....