haberci18.com sitesinde yeralan Necati Ülker imzalı haberi üzüntü ile okudum:
“Sevim Alpkaya’ya Veda
Çankırı’mızın köklü ailelerinden Çankırı Lisesinin Efsanevi Emekli Kimya Öğretmeni Sevim Alpkaya İstanbul da 05.03.2014 Hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi bu gece Çankırı’ya getirilmektedir.
06.03.2014 yarın öğlen namazını müteakip Çankırı Hoca Ahmet Yesevi Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Sarıbaba aile kabristanına defnedilecektir.”
http://www.haberci18.com/haber_detay.asp?haberID=4220
Lise’de üç yıl kimya öğretmenliğimizi yapmış olan Sevim Alpkaya ile liseyi bitirdikten sonra pek karşılaşmamıştım. Geçtiğimiz kurban bayramında bir vesile zuhur etti, telefonla görüşmek nasip oldu. Hayatı cepheden cepheye koşmakla geçmiş babası Şükrü Oğuz Alpkaya ile ilgili bir yazı hazırlamam sebebiyle arama gereği duymuştum. Aslında Sevim Alpkaya ismi, benim ve bir çok dönem arkadaşımızın hafızasında olumlu ve silinmez izler bırakmıştır.(1)
17 Ekim 2013 tarihinde (Kurban Bayramının üçüncü günü) Sevim Alpkaya hocam ile telefonla görüştüm. Bayramını tebrik ettikten sonra babası Şükrü Oğuz Alpkaya’dan bahis açtım. Bazı şeyler anlattı.
1893 doğumlu Şükrü Oğuz Alpkaya, on sekiz yaşında gönüllü olarak katıldığı Balkan savaşından itibaren Çanakkale, Galiçya dahil bir çok savaşlara katılmış, İzmir’in işgali sonrası Yörük Ali Efe’yi ikna ederek millî direnişi başlatanlardan biridir. Yaralanmış, esir düşmüş, vatan savunmasından bir an bile vazgeçmemiştir. Aslen Hataylı olmasına rağmen kaderi onu Çankırı’ya taşımış, burada evlenmiş, çoluk çocuk sahibi olmuştur. 1966’da vefat ederek Sarıbaba’da toprağa verilmiştir.
–Sarıbaba’da Şükrü Oğuz ve Fatma Alpkaya’nın Kabirleri–
Şükrü Oğuz Bey ve Fatma hanımın evliliklerinden Sevim, Sevinç Gültekin, Sevgi, Sevil adlarında dört çocukları dünyaya gelmiş, tamamı o günün şartlarında yüksek tahsil yapmışlardır.
Millî Mücadele sonrasında Şükrü Oğuz Bey, Adana’ya yerleşmiş ve gazetecilik yapmaya başlamış. Doğruluktan şaşmayan kişiliği bazı çevreleri rahatsız etmiş. Adana’da hakkında dava açmışlar ve hapis cezasına çarptırılmış. Çankırı’ya sürgün olarak gönderilmiş. Çıkan af sonrası Çankırı’da kalarak dava vekili Ömer Efendi ile birlikte çalışmaya başlamış. Bir süre sonra evlenmek istemiş, aday aramaya başlamış. ‘Ömer Efendi’nin kızı varken neden başkasını arıyorsun!’ demişler. 1926 yılında Ömer Efendi’nin 14 yaşındaki kızı Fatma(1913-2002) hanımla evlenmişler. Bu evlilikten 2 yıl sonra Sevim Hanım dünyaya gelmiş.
Tanıdığım bütün öğrencilerinin kendisini asil ve saygıdeğer kişiliği ile andıklarını söyledim. Gerçekten bütün öğrencileri üzerinde bilgisi, örnek şahsiyeti, vakarı ve adaletli olması gibi özellikleriyle saygıya dayanan bir otoriteye sahipti.
Sevim Hoca, telefon görüşmemizde yalnızlıktan bîzâr olduğunu ifade etti. Bir an önce hayata atılıp ailesine destek olmak istemiş. Bu sorumluluk duygusu ile evlilik tekliflerine sıcak bakmamış. ‘Öyle fedakâr bir babadan böyle fedakâr evlat vücuda gelmiş’ diye cevap verdim.
Allah rahmet eylesin! Şu dünyada gerçekten güzel izler bıraktı. Dualarımız onunladır.
Akraba ve yakınlarına, bütün öğrencileri ve sevenlerine taziyelerimi sunuyorum.
Mekânı cennet olsun!
_______________________________________________________________________
(1)Sevim Alpkaya’nın babası Şükrü Oğuz Bey hakkında geniş bilgi için “SARIBABA’DA MEDFUN BİR GÂZÎ ŞAHSİYET” ve “ŞÜKRÜ OĞUZ ALPKAYA(1893-1966)”yazılarımıza bakılabilir. (H.Duran)