Çankırı Hikayeleri: “AKKIZ”

Çankırı Hikayeleri

Derleyen: Osmanlı Meclis-i Mebusanı ve İlk TBMM’de Çankırı Temsilcisi: HACI TEVFİK EFENDİ (DURLANIK)(1871-1944) Ailesinden(Müftülerden) E.M.L. Atölye Öğretmeni Mustafa DURLANIK (1920-2003)

AKKIZ

Taş Mescit Şifa Yurdunda yetişen kimsesiz kalmış bir kız çocuğunun hikayesi olarak günümüze kadar söylene gelmiştir. Küçük yaşta kimsesiz kalan Akkız şifa yurdunda büyütülür, eğitim, öğretimini orada tamamlayan Akkız, hocalar okulunda dini bilgisini çoğaltır. (Şimdiki Kuran Kursu binasının olduğu yerde idi)

Akkız3
Tekrar şifa yurduna döner. Akkız, kadın hastalıkları ve ruhi hastalıklar iyitimi ile ünlülüğe kavuşur. Bazı fesad kişilerin iftirasına uğrar, güya Akkız fukaranın parasını kandırıp alıyormuş, bunu şikayet ederler. Halbuki Akkız paranın, altının hiçbir zaman yüzüne bile bakmazmış, suçsuzluğunu hakim (kadı) önünde kanıtlar. Sonra yurttan ayrılır, topluma küser izini kaybeder. Çankırı kızları ve kadınları, Akkız’ı fellik, fellik ararlar, kaybından çok üzülür, ağlar, feryad ederler. O ise yine hocalar medresesinde zikir ve tefekkürle yalnızlığa çekilmiştir.

Aylarca, arandığına dayanamaz nihayet meydana çıkar bu gün ki AKKIZ ÇALISI üzerindeki tekkeye döner, dönüşü büyük bir karşılama ile bayram havası yaratır. Artık Çankırı kadınlarının en ünlü kişiliğine kavuşur, bütün kadın ve kızların hocası olur, onların bilgilerini kuvvetlendirir, öğretir.

Tekkenin önündeki parka her renkte çiçekler ve ağaçlar diker. Hikmeti Huda bütün bitkiler ak çiçek açar, başka renkte bitki yetişmez. Akkız’ın ak çiçekleri dertlere deva olur, “bunlar bana Allah’ımın bir lütfudür” der. Bu çiçeklerden çeşitli ilaçlar yapar. Çıban, gurdeşen ve deri hastalıklarının tedavisinde kullanır. Bulaşıcı hastalıkların iyileştirilmesinde büyük başarı sağlar. Artık Akkız’ın ünü bütün Anadolu’da duyulur. Akın, akın hastalar her yerden Akkız’ın Şifa Tekkesine koşarlar.

İnsanlara şifa dağıtan bu tekke, AKKIZ TEKKESİDİR. Nice beyler, beyzadeler Akkızla evlenmeye talip oldularsa da, Akkız bunları reddeder. Evliliğe razı olmaz, zaten dünya zevklerinden elini çekmiştir. İnsanların şifa ve bilgisinde iyi ahlaka yönelmiştir, evlilikle uğraşmaya vakti de yoktur. Zamanında kasabada hafız olmayan bir kıza rastlanmaz, tekkeye bağış gelen bütün gelirleri, fakir kızlara bölüştürür. Erkekler arasındaki, Ahi teşkilatını kadınlar arasında da kurar. Fakirle zengin arasındaki farkı azaltır. Yoklukla sıkı bir mücadeleye girmiştir.

Bütün bu mutlu geçen yıllar, bir zaman gelir karanlıklara dönmüştür. Memlekette “TAUN” denilen bir bulaşıcı hastalık almış yürümüştür. Akkız ev ev, hasta hasta dolaşır, bunları iyileştirmek için çalışır. Artık hastalık öyle felaket halini almıştır ki Akkız Çalısındaki bitkilerde kafi gelmez. Yaşı ilerleyen, gücü kalmayan Akkız da bu hastalığa yakalanır, günlerce ziyaretçileri ile görüşür, helalleşir, fani hayattan baki hayata göç eder. Kadın ve kızların ağıtları ve feryatları ile bu gün ki AKKIZ MEZARLIĞINA defin edilir.

Yakın zamana kadar yaşlı kadınlarımız arasında söylenen şu ilahileri meşhurdur.

Gelin kızlar gelin helallaşalım
Ahiret yollarında buluşalım
Az gülelim, çok ağlaşalım
Ölünce ağlarsınız Akkızım deyi
Gençliğine doymaya vah kızım deyi


Çankırı kadınları hakikaten yıllarca Akkız’a ağlamış, ağıtlar bağlamıştır. İlk yıllarda halk tarafından yaptırılan Akkız’ın kabri, zamanımızda viran olmuşsa da, Rahmetli Belediye Başkanımız ALİ İNANDIK tarafından türbesi yaptırılmıştır.

Allah Rahmet Eylesin.

(İsmail Hakkı Durlanık Arşivi)
Fotoğraf: İbrahim UZUNOĞLU

Not: Derleyenin el yazısı ile aldığı notlar ektedir. Yöresel ağızla kullandığı kelimeler aynen nakledilmeye çalışılmıştır. (İ.Z)
Akkız1
Akkız2

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s