Sorsanız, çoğu Çankırılı arkadaşımız, turizm fikrinin en fazla 1980’lerde oluşmaya başladığını söyleyecektir. Halbuki durum tamamiyle farklıdır. İlimiz turizm fikriyle bir hayli erken tanışmıştır. Çankırı-Ankara’ya demiryolu(2) ile bağlandıktan sonra Ankara’lıların Çankırı’nın yeşillikleri ve “bir cennet halini andıran bakmakla doyulmayan bahçelerinin güzelliklerini Ankara’da yaşayanlara göstermek” fikri telaffuz edilmeye başlanmıştır. (Beypazarı’nın o zaman bu anlamda adı yoktur..) Demiryolları İdaresi, Cuma sabahı Ankara’dan Çankırı’ya gelecek ve akşamüstü de Çankırı’dan Ankara’ya dönecek şekilde sefer koymuşlar ve bunlara “TENEZZÜH TRENLERİ” adı verilmiştir. İlk seferin gerçekleşme tarihi 8 HAZİRAN 1934 Cuma günüdür. Sabah 08.00 de Ankara’dan hareket eden tren yaklaşık 4 saatte Çankırı’ya varıyordu.
KARŞILAMA
Haberde şöyle deniyor:
“1500’den fazla misafiri ağuşuna alan Çankırı’nın bol sularına , yeşilliklerine bayılan misafirler bahçelere dağıtıldı.Yeşillikler arsında yorgunluklarını atanlar: “Çankırı’yı görmek, dünyada cennet görmektir” diye birbirlerini kutluyorlardı. En kalabalık misafir gurubu,Çankırı’ya beş kilometre mesafedeki Kembaha, Kirazlıdere suları civarında bulunuyordu. Misafirler arasında yirmiye yakın mebus, Evkaf ve Ziraat Umum Müdürleri, askeri erkan, daire müdürleri, ajans ve gazete mensupları, sporcular, ecnebiler , hatta Yahudi vatandaşlar vardı. Yolcular; -“ Tren biraz daha süratli olsa ve bir saat erken gelse, Çankırı’nın temiz havasından, güzelliklerinden ve sıcak kanlı insanlarının sohbetinden daha fazla istifade edebilsek.” temennisinde bulunmuşlardır. Saat beşe gelince bir telaş başladı. “Aman vagonda yer bulamayız, bir an evvel binelim” diyorlardı.
-“Var olunuz Çankırılılar, şirin kasabanızdan büyük bir zevkle ayrılıyoruz!” Sesleri arasında birinci kafile, yarım saat fasıladan sonra ikinci kafile uğurlandı.
(Bu yazı bu sitede ilk defa 15/08/2005’de yayınlandı..….) ———————————————————— —–
(1) Bu konuda bkz. Sabri Ülgener(ö.1983), “Zihniyet ve Din”, “İktisadi Çözülmenin Ahlâk ve Zihniyet Dünyası”, “Tarihte Darlık Buhranları ”, “Zihniyet, Aydınlar ve İzmler”.