
Kutladık bu yıl da coşkulu mu coşkulu
Bu seferki olsa da biraz hoş kokulu
Pilavın ardından uzun ve bol nutuklu
Ahilikden bahis var da biraz kuşkulu
Çankırı medyasında geçtiğimiz günlerde icra edilen Ahilik Haftası kutlamaları haberlerinde iki ana başlık göze çarpıyordu. Birincisi, “Ahilik Haftası Çankırı’da Coşkulu Bir Törenle Kutlandı”(haberci18), “Çankırı’da Ahilik Haftası Kutlandı” (haber18), “27. Ahilik Haftası Yaran Kutlamaları gerçekleştirildi” (Bizim Çankırı)…
İkincisi, “Ahilik Haftasına Yakışmayan Koku”(haber18), “Burnumuza pis kokular geldi” (Çankırı bülteni), “Kanalizasyon Kokusu Eşliğinde Ahilik Kutlamaları” (haberci18)….
Son yıllarda yapılan ‘Ahilik Kültürü Haftası Kutlamaları’na bakıyorum. Ahiliğin etkileri, toplumsal yapımızdaki izleri konusunda Çankırı özelinde pek az şeye rastlıyoruz. Konuşmalar daha ziyade törensel boyutta ve meselenin geneline yönelik nitelikler taşıyor. Yârân ile ahiliğin ilişkilendirilmesi dışında Çankırı’ya dair fazla bir şey bulamadığımızı bir çok kez belirttik. Ahiliği yârân ile aynı şeymiş gibi algılamak hatasına düşenlere söyleyeceğimiz bir şey var. Eğer ahilik yârân demek olsaydı en iyi yârân geleneğinin Kırşehir ilimizde yaşıyor olması beklenirdi. Zira Ahi baba vekilliği icâzetini 1925’e kadar Kırşehir’den alıyorduk, yârân için böyle bir şey söz konusu değildir.
AHİLİK 6 KURALDAN İBARET DEĞİLDİR
Ahilik üzerine, hattâ yârân hakkında yazılanlara ve yapılan konuşmalara bakıldığında genellikle “ahinin üç şeyi açık, üç şeyi kapalı olmalıdır” diye yazıya(ya da söze) başlandığını görürsünüz.
1-Eli, 2-Kapısı, 3-Sofrası AÇIK,
1-Gözü, 2-Dili, 3- Beli, KAPALI.
Konuyu bundan ibaret sanmanın “İslâmın şartı beştir, bundan ötesi yoktur” demekten farkı yoktur. Fütüvvetnâmelerde insan hayatını tamamiyle kuşatan 740 kuraldan söz edilmektedir. Ahiliğe ilk katılan bir çırağın bile bunlardan 124 tanesini bilmesi ve bunlara riayet etmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Bu 124 kural; yemek, içmek, konuşmak, giyinmek, mahallede yürümek, başka yere seyahat etmek, pazara gitmek, alışveriş etmek, misafirliğe gitmek konusundaki edebleri içermektedir.
Ahi şeyhleri 740 edebi bilmek durumunda idi. Çırağın bile 124 kuralı bilmesinin mecburi olduğu ahilik kurumunda, “üçü açık-üçü kapalı 6 şey vardı” deyip geçmek konunun çerçevesini ne ölçüde doldurabilir?
KÖTÜ FİİLLER(eylemler)
Fütüvvetnâmelerin ifadesi ile aşağıda sayılan fena eylemler; yiğidi yiğitlikten, Ahiyi ahilikten, Şeyhi şeyhlikten çıkarmaya ve cennetlik kişiyi cehennem ehli yapmaya sebep olurmuş:
1-Şarap içme 2- Zina yapma, 3-Livata yapma, 4-Gammazlık, dedikodu, iftira etme, 5-Münafıklık, 6-Gurur, kibir etme, 7-Sert ve merhametsiz olma, 8- Haset etme, 9- Kin gütme, 10-Ahdini tutmama, 11-Yalan söyleme, 12- Müslümanlara buğz etme, 13- Emanete hıyanet, 14- Kadınlara şehvetle bakma, 15- Kişinin ayıbın örtmeyip, açığa vurma, 16- Cimri(Nekes)lik etme, 17- Koğuculuk ve gıybet etme, 18- Hırsızlık…
YİĞİTLİK – AHİLİK – ŞEYHLİK
“Bilgil ey iman ehli kardaşlar ki yiğitlik ve ahilik ve şeyhlik üçü birdir.
Yiğitlik heves eylemektir. Ahilik başlamaktır. Şeyhlik tamam eylemektir.
Yiğitlik sakalı gelmektir. Ahilik sakala ak düşmektir. Şeyhlik tamam pîr olmaktır.
Yiğitlik mü’minler yolunda olmaktır.Ahilik evliya yolun almaktır.. Şeyhlik peygamber dirliğin dirlemektir.
Ve dahî Yiğitlik şeriattır ve ahilik tarikattır ve şeyhlik hakikattır.
Ve dahî Yiğitlik, yola gitmeye niyet etmektir. Ahilik yola girip gitmektir. Ve dahî Şeyhlik, menzile ermektir.
Ve dahî Yiğitlik ana rahminden doğmaktır. Ahilik dünyada dirilmektir. Şeyhlik imanla ölmektir.
Pes yiğitlik ve ahilik ve şeyhlik üçü birdir….” .(1)
AHİLİĞİN ÇANKIRI’YA DAİR KONULARI İHMAL EDİLİYOR
Bu yılki kutlamalarla ilgili haberde birdenbire ortaya çıkan Kötü Kokular, sanki bir ikaz gibi… Ahi Evran, debbağlık mesleğinin ve ahilik kurumunun en zirvesi. Debbağlık(deri işleme zenaatı) kötü kokuların eşliğinde icra edilen bir meslek. Bu haberleri okuyunca Mevlânâ Celâleddin Rûmi’nin eseri Mesnevi’deki iki hikaye aklıma geldi. Biri debbağlıkla ilgili. Diğeri de yerinde ve zamanında yapılmayan dua ile ilgili… Merak edenler bir zahmet Mesnevi’den bu hikayeleri okusunlar da ibret alsınlar. Ahi Evran Velî’nin kerametleri ilgilenenlerce malumdur. Bu dabakhane kokusuyla yanlış yapanlara bir ikaz yapılmış olması muhtemeldir.
Ahilik kurumunun yârâna indirgenmesi diğer bir yanlıştır. Yâran meclislerinin ahilikle bağlantısı olmakla birlikte ikisini özdeşleştirme hatasına düşülmemelidir. Öyle olsaydı başta da söylediğim gibi Ahiliğin başkenti kabul edilen Kırşehir’de yârân meclislerinin güçlü şekilde mevcut olması gerekirdi.
Hatırlanmayanlar
Çankırı’da ahiliği tesis eden ilk dönem ahilerden olduğu bilinen Şeyh Evhadüddin Kirmani(ö.1237) talebesi Şeyh Bahaeddin ve diğer ahi şeyhleri, ahilik haftalarında pek hatırlanmamaktadır.
Esnaf ve Yârân derneklerimizin son ahi baba vekili kimliği ile Sait Üçok’u hiç gündemlerine almaması çok büyük bir eksikliktir. Şeyhoğlu Sait Üçok(1878-5 Kasım 1953), Çankırı’nın en köklü ailelerinden Hacışeyhoğulları’na mensup, son devir Ahi baba vekillerinden, I.TBMM’de Çankırı Mebusu, 1928-1934 arası Çankırı Belediye Reisi, Ahmet Kemal Üçok ve Hasan Üçok’un ağabeyi, Çankırı’ya yapılan bir çok hizmet ve faaliyete şahitlik yapmış, Çankırı siyasi ve sosyal hayatında vefat tarihi (5 Kasım 1953)ne kadar etkili olmuş önemli bir şahsiyettir. Çankırı’da ahiliğin son ahi baba vekili, hakiki temsilcisi bir kişi nasıl hatırlanmaz, izahı zordur.
Merhum Alpaslan Türkeş, Çankırı Piyade okulunda yüzbaşı rütbesi ile bulunurken yazdığı 2 Kasım 1951 tarihli “ÇANKIRI” başlıklı makalesinde, Çankırı’da yetişen büyük şahsiyetler arasında Sait Üçok’u da kaydetmiştir. Onun hakkında; “Hacışeyhoğlu Sait Beğ, Ahiliğin son devirlerinde Ahi Babalık yapmış, milletvekilliği görevinde bulunmuştur”(2) demektedir.
Ahilik haftasını kutlar, Ahi Evran Velî’nin şahsında bu değerli müesseseleri kuran, yaşatan ve günümüze taşıyanlara rahmet dileklerimizi ve şükranlarımızı sunarız.
(1)Çobanoğlu Yahya b. Halil Fütüvvetnâmesinden.
(2)Alpaslan Türkeş, Kahramanlık Ruhu, And Yayınları, İstanbul, s.67.
Elinize, dilinize, kaleminize sağlık. Umarım “Yaran” üzerine tez çalışmaları yapanlar ve “Yaran ağalar” okur da ders alırlar.
BeğenBeğen