ÇANKIRI’DA ATABEY FERRUH HASTANESİ 633 (1235)

 

Prof. Dr. Ahmet Süheyl Ünver

 

         “Selçuklu hükümdarlarından Alâeddin Keykubat bin Keyhüsrev’in zamanında Selçuklu askerî ümerasından Atabey Cemaleddin Ferruh tarafından (Darülâfiye) olarak yapılmıştır. Çankırı hastanesi şimdiki şehre yakındır ve garp cihetindedir. Lâkin tanınmayacak derecede harap olmuştur ve çok mühim kitabesi Çankırı Orta mektebine kaldırılmıştır. Hastanenin odaları şekilden şekle girmiş ve bozulmuştur. 40 sene evvel hastanenin ancak altı odasının harap bir halde yalnız duvarları mevcut imiş. Bugün bu altı odadan eser kalmamıştır. Yerlerine tekkenin şimdi yıkılan şeyh dairesinin bir kısmı ahşap olarak yapılmıştır.

Burada bir arşın uzunluğunda bir taş üzerinde kabartma iki yılan resmi vardır. Yılanlar tezyinî bir surette birbirine girift çizilmiştir. Yılan hastaneye ait şarkta kullanılan en eski alâmetlerden biridir. Kastamonu darüşşifasında da böyle mahkûk bir yılan vardır. Demek ki Selçuklu hastanelerine maristan, bimaristan tabirleri verildiği gibi yılan da bir amblem olarak muhafaza olunmuştur. Eski tıbbın remzi olan bu yılan, XIII üncü asırda Selçuklular tarafından tıbbî bir alâmet olarak kullanılmıştır. Konya müzesinde böyle kabartma yılanlar vardır. Nereden geldikleri şayanı tetkiktir. Çankırı’daki bir köşede metruk duruyor. Bu yılan resmi 1933’te kurulan İstanbul Üniversitesi Tıp Tarihi Enstitüsü’ne ve 1938’de kurulan Türk Tıp Tarihi kurumuna alâmet olarak seçilmiştir.

Bina yeni bazı ilâvelerle tekkelerin ilgasına kadar Mevlevî tekkesi ittihaz olunmuştur.

Beyaz ve kilsî taş üzerine yazılmış beş satır kitabesi sureti ve tercümesi budur:

Kasîmi emirülmüminin, sultanı azam Alâüddünya Veddîn, Ebülfeth Keyhüsrev oğlu Keykubat – Cenabıhak yardımcılarını, dostlarını aziz etsin – ın zamanı saltanatında bendei zaif, Mevlâsının rahmetine muhtaç, Atabey Cemaleddin Ferruhul Melikiyyül İtaki bu meymun (ve mübarek) Darülâfiyenin bina ve imarını emretmiştir. (Altı yüz otuz üç senesi muharremin yirmi ikisinde) [1].

 

Şimdi Taş Mescit denilen Mevlevihane zemininden yüksek olan türbede hastanenin banisi Selçuklu emirlerinden Atabey (Cemaleddin) Ferruh bin Abdüllâtif metfundur. Kitabesi vardır. 640 (1242) ta ölmüştür. Sivas hastanesinin 617 (1220) tarihli vakfiyesinde orasının mütevellisi olduğunu öğreniyoruz. Kitabesinde metfun olduğu binanın Darülhadis ve makbere olarak yapıldığı yazılıdır. Bu türbe kısmı nisbeten mamurdur. Darüşşifa mahkemei şer’iye kayıtlarında mezkûrdur.

 

Türbe çok mühim bir Selçuklu eseridir. Sağında kule gibi bir minare kaidesi vardır. Üst kısmı yıkılmış, sonradan kapanmıştır. Hariçten görülen merdivenler çok san’atlıdır. Alttaki kapıdan girilince bir dehlizin sağ ve solunda karanlık birer oda vardır. Soldaki odada altı tabut mevcuttur. Tabutlar ve içindeki cesetler kısmen çürümemiştir. Bunlara mahallinde kaditler derler.

Üstte de sağ ve solda vasi birer oda vardır. Fevkanî kapının iç tarafına müteveccih karşıki kapının üzerinde keza bir kitabe görülüyor. Onda Şehabeddini Cemâli kelimesi okunabiliyor. 990 (1582) tarihinde Mustafa bin Ramazan isminde bir zat Timarhane mahallesine getirdiği su mecrasını tamir ve her mahalle için bir miktar para vakfediyor. Timarhane mahallesi de elyevm Taşmescit itlak olunan bu Mevlevihane civarıdır. Türbede fevkanî dehlizden girilen avlunun her biri, bahçeye nazır duvarın kesik köşesi vaktiyle çini tuğla örtülüydü, bakiyelerinden anlaşılıyor. Başvekâlet arşivinde mevcut 1202 (1787) tarihli bir beratta Çankırı’da kâin Tımarhane mescidi vakfı imamet ciheti yazılıdır (Tıp 272). [2]

_____________________________________________________________________________________________________

[1] Yazıda kitabenin eski yazı sureti de verilmiştir. A.Kemal Üçok’un adı zikredilmiş olup, Arapça metni okuyanın Ahmet Tevhid, tercüme edenin Hâfız Kemal olduğu belirtilmiştir.

[2] Bu yazı, “A. Süheyl Ünver, SELÇUK TABABETİ, XI-XIV üncü Asırlar, Türk tarih Kurumu yayınları, Ankara <st1:metricconverter productid=”1940,”” w:st=”on”>1940,” künyeli eserin 70-73. sayfalarından iktibas edilmiştir. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver’in Çankırı’ya ilk defa 1931 yılında gelmiş olduğunu anlıyoruz. Kendisine akrabam dediği(aslında hısım) Ahmet Kemal Üçok başta olmak üzere, Üçok ailesi ev sahipliği yapmış, destek vermişlerdir.

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s