Çankırılının Kendine Özgü Siyaset Anlayışı
Çok yazdık, konuştuk. 2005 yılında Tuz Yürüyüşü çağrısında “Çankırı şuan için iki büyük düşmanla mücadele etmektedir. Birincisi (çağdaş dünyayı okuma ve anlama bağlamında yeterli insan bulunmaması ve/veya birlikte olmaması) aydın sınıfın eksikliği ve etkinsizliği, ikincisi ise basiretsiz ve niteliksiz siyasetçilik.” demiştik. Yıl 2015, çağrı cevap bulamamış. İlerleyen zamanın aksine Çankırı kendi kısır döngüsü içersinde en büyük zulmü yine kendisine yapmıştır.
Siyaset mekanizması içersinde yer alan kişiler seviyenin yükseltilmesi için bir gayret göster(e)memiş veya kabullenilmiş bir yerel siyaset anlayışını benimseyerek hayatlarını idame ettirme yolunu seçmişlerdir. Bu resmin en somut örneğini Doğruyol Gazetesinden Sayın İrfan HOŞAFÇIOĞLU’nun bugünkü yazısında gördük. Çankırılılar olarak kendi ellerimizle tekrar Sivil Toplum Kuruluşlarının sivil olmaktan çıkartıldığı, tek particiliğin yeniden zuhur ettiği bir dönemi kurduk.
23/03/2015 tarihli Doğruyol Gazetesinden Sayın İrfan HOŞAFÇIOĞLU’nun yazısını ilginize sunuyoruz.
AK Parti milletvekili aday adayı Salim Çivitcioğlu’nun, AK Parti İl Başkanlığı döneminde Çankırı – Ankara karayolu 3. km’deki Belediyeye ait işyerlerinin satış günlerinde oto galericiler ile AK Parti İl binasında toplantı yapmasını bu köşede eleştirmiştim.
Amacım; hangi görüşten olursa olsun oto galericilerin satışla ilgili de olsa siyasi parti binasına girmeye zorlanması, girmek istemeyenlerin AK Partiye, satışa karşıymış gibi algılanmasının mahsurlarını dilimiz döndüğünce anlatmış, toplantı yerinin parti binası değil de TSO, ESOB vb ortam olmasının daha uygun olacağını söylemiştim.
Nereden nereye…
AK Parti milletvekili aday temayül yoklaması adı altında, ilk defa sivil toplum kuruluşları yönetim kurulu asıl üyeleri dün parti binasında toplandı.
Kimi koşa koşa, kimi fişlenme korkusu ile kerhen tercihini kullanırken, bazı STK’ların her şeyi göze alarak tercih kullanmadığı öğrenildi.
Demem o ki; STK ‘ların AK Parti çatısı altında toplandığını görünce Salim Çivitcioğlu’na haksızlık yaptığımı düşündüm.
Hakkını helal et başkan…