ÇANKIRI KASIM BEY İMARETİ

Çankırı’ya -Karatekin Gazi ve Cemaleddin Ferruh ile birlikte- şahsiyet kazandıran en önemli kişi, Çankırı’nın 50 yıla yakın Beyliğini yapan İsfendiyaroğlu Kasım Bey(ö.1464)’dir. Tarihte hiçbir yönetici Çankırı ve çevresinde bu kadar uzun süre idarecilik yapmış değildir. Kurduğu hayır kurumları ve tesisler, Çankırı iktisadi ve kültürel hayatını etkileyecek ve tanzim edecek boyutlardadır. Şahsi araştırmalarıma göre, Çankırılı kimliği ve şahsiyetinin oluşmasında bu hayırsever, kahraman ve tecrübeli devlet adamının rolü sanıldığından çok daha önemlidir.

27 Nisan 1430 tarihli vakfiyesine göre, Melik Kasım bin İsfendiyar’ın Saray-yeri denilen mevkide inşâ ettirdiği “imâret-i şerife” günümüzde varlığını sürdürmektedir. Kasım Bey’in imareti, şehrin merkezinde bir cami etrafında bir yapılar topluluğunu ifade etmekte idi. Bu yapılardan önemli bir kısmı zamanın, ilgisizliğin ve eşkıyanın tahribine uğradığı için günümüzde mevcut değildir. Bir kısmı yenilenmiştir. Ancak, tarihî dokunun merkezi konumunda bir semt adı olarak maddî ve manevî varlığını sürdürmektedir. “İmaret de Güzellerin Yoludur” adlı bir türkü ile dillerdedir. İmaret Camii ve hazîresinde yatan bânisi ile varlığını devam ettirmektedir.

Kaynaklarda Beğ camiinin ilk yapılış tarihi 1397 yılı olarak belirtildiğine göre, altı yüz yıllık bir zamana direnmek kolay değildir.  1830 yılında Kadıkıran adlı celâlinin Çankırı’da bir süre hâkimiyet kurması sırasında cami, kabirler ve diğer yapılar tahrip edilmiştir. Yeniden inşa edilmiş ise de , özgün mimarî özellikleri kaybolmuştur.

Camiin bitişiğindeki kabirler, 2000 yılına kadar çöplerin işgal ettiği, otların bürüdüğü tam bir mezbelelikti. Ne cami cemaatı, ne yerel yöneticiler ve bürokratlar Kasım Bey’den haberdar değildiler. Çeşitli toplantılarda ve sohbetlerde bir şekilde sözü, Kasım Bey’e ve İmaret’e getirerek ısrarla gündeme getirmeye çalıştık. Ticaret ve Sanayi Odası’nın o günkü yöneticileriyle sohbet ederken bu husus gündeme geldi. Oda binası, İmaret camii ile karşı karşıya idi. Hazîrenin perişan hali söz konusu olunca, Ticaret ve Sanayi Odası yöneticileri “biz, orayı temizletip yeniden düzenleyeceğiz.” şeklinde taahhütte bulundular. Gerçekten o günün fiyatları ile beş milyar lira harcama ile çevre düzenlemesi yaptılar. Emeği geçen bu duyarlı arkadaşlarımızı tekrar kutluyorum. Çankırı Valiliği de, camiye Kasım Bey’i anlatan bir ışıklı pano koydurmak suretiyle hatırlanmasını sağladı.

İMARET’İN TARİHİ

Candaroğlu Kasım Bey tarafından inşa olunan imaretin vakfiyesi 27 Nisan 1430 tarihini taşımaktadır. Kasım Bey, Çelebi Mehmed tarafından Çankırı beyliğine 1417 tarihinde tayin olunmuştur. İnşasına yaklaşık olarak 1426-27 yıllarında başlanan imaret, 1430 yılında tamamlanmıştır. Giderlerinin karşılanması için önemli vakıflar tesis edilmiştir.

Kasım Bey, imaretine  Çankırı nahiyesine tabi Gökçeöz, Sarıkaya, Yakalı, Çakırlar, Samiri, Bademçay, Davudlar, Çakıcılar, Ağca, Aksekü, Saray, Ünür, Çağabey, Çukurviran, Kızılsin ve Yanlar köylerinin tamamı ile Karaköçek köyünün yarısını,

Tosya’ya tabi, Dilküşehri, Ekincik ve Yarıcakaya köyleri;
Kal’acık’a tabi Nurlu Kara Divanı

Kargı’ya tabi Yazıkilise (n.d Dereköy) adlı köylerin gelirlerini  vakfetmiştir.

Çankırı nahiyesine tabi ACIKIR MEZRASI, 11 PARÇA TARLA, BAĞ, BAHÇE, 19 ADET DÜKKAN, 1 HAMAM, 1 BOZAHANE, 1 BOYAHANE VE 1 KERVANSARAY’ın geliri de imaretin vakıflarındandır.

Kasım Bey, imaretinin mütevelliliğini oğlu Emirze Bey namıyla meşhur İskender’e bırakmıştır. İmarette HER GÜN İKİ ÖĞÜN YEMEK pişirilmesini, şayet gelir yetmezse günde bir kere yemek pişirilmesini ve yemeklerin İMARETTE HAZIR BULUNANLARA, MİSKİNLERE, FUKARAYA, SÜLEHÂYA VE MİSAFİRLERE ikrâm olunmasını şart koşmuştur. RAMAZAN GECELERİNDE, BAYRAMLARDA, MÜBAREK GECELERDE VE CUMA’LARDA yemeklere ek olarak tatlı ve mevsim meyvelerinden ikram olunacaktır.

İmaret bünyesinde imam, kâtib, ahurcu, müezzin, cüzhan, kilârdâr, kayyım, nakîb, şeyh, duhâneci adını taşıyan görevliler bulunmakta idi.

Kasım Bey’in o tarihte imarete vakfettiği emlakin gelirleri toplamı yıllık 70.000 akçeyi bulmaktadır. Bu miktar, Osmanlı padişah imaretleriyle boy ölçüşecek boyutlarda bir meblağı ifade etmektedir.

Kasım Bey’in başka vakıfları da vardır. Vakıf mütevelliliği soyundan gelen ve günümüzde yaşayan kimselerin üzerindedir. Bu kişiler şahsımın, daha sonra Çankırı belediyesi ve valililiğin talep etmesine rağmen restorasyona rıza göstermemişlerdir. Nihayet mahkeme kararıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü tesisi devralmış ve restorasyonu gerçekleştirmiştir. Bu konuda emeği olan herkese teşekkür ediyor, tarihimizin yıkıma terkedilmemiş olmasından büyük memnuniyet duyuyorum. Kasım Bey’in Fâtih tarafından İstanbul kuşatması sırasında Bizans kralına gönderilen son elçi olması vesilesiyle Türk Ocakları Çankırı Şubesi ile imarette yaptığımız anma günleri, inşallah devam edecektir.


Çankırı Araştırmaları Sitesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

Yorum bırakın