(Bu yazı ilk defa 1 Şubat 2012’de yayımlanmıştır.HD)
Bayram Bilge Tokel(1)’in hazırlayıp sunduğu, Ülke TV kanalında “SALKIM SÖĞÜT” adını taşıyan halk müziği programının 29 Ocak 2012 günkü konuğu hemşehrimiz Gökhan Ekim idi. Ekim, yöremizin Yârân geleneğini de iyi biçimde incelemiş ve bu konuda doktora tezi hazırlamıştır. Yüksek lisans tezi “Bağlamanın Tarihsel Gelişimi” konusunda olup, Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsünde “Çankırı Yaran Geleneğinin Tarihsel, Kültürel Kökenleri ve Müzik Uygulamaları” konulu teziyle doktorasını tamamlamıştır. Halen Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarında öğretim görevlisidir. Korolar yönetmekte ve konserler vermektedir.
Gökhan Ekim’in programını seyrettim, kendisi ve Çankırı namına gayet olumlu bulduğumu söyleyebilirim. Ekim, akademisyenliği yanında sazı ve sesiyle de bu alanda iddiasını ortaya koymaktadır. Kendisini kutlarım.
Aynı programda Gökhan Ekim’in öğrencisi olan Çimen Yalçın, Azerbaycan türkülerini iyi bir şekilde icrâ etti.
Programda Çankırı yöresinden ve yârân meclislerinden bahsedildi.
Gökhan Ekim, programda;
1) “Akşam oldu pencereye aller gerildi” sözleri meşhur Ziya Paşa’ya[2] ait kendi derlemesi bir Çankırı türküsü ile başladı. Türkü, günümüz yârân meclislerinde icrâ edilmektedir. Sözlerini Gökhan Ekim’in söylediği şekilde kaydedelim:
AKŞAM OLDU PENCEREYE ALLER GERİLDİ
Akşam oldu pencereye aller gerildi
Yüreğimde hezin hezin yağlar eridi
Vefâsız yâr meclisinde bâde de içildi
Gir sürüye kurt kapmasın gel yavrucağım
Sonra benden ayrılırsın gel kuzucağım
Akşam oldu güneş gider şimdi buradan
Dertli dertli kaval çalar çoban dereden
Güzel seni bağışlasın bana yaradan
Gir sürüye kurt kapmasın gel yavrucağım
Sonra benden ayrılırsın gel kuzucağım”
Programda yer alan bu türkünün mp3’ü
Ziya Paşa’nın şiirinin ikinci dörtlüğü ve sonraki kıtası ünlü Türk Mûsikîsi bestekârı Nikoğos AĞA(ö.1885) tarafından hicazkâr makamında bestelenmiştir. Merak edenler Bekir Sıtkı Sezgin’in sesinden dinleyebilir:
ARAP VERME
Gökhan Ekim, Çankırı’nın meşhur bir türküsünü daha çalıp söyledi. Çankırı yârân meclislerinde “Arap verme”[2] sırasında söylenilen ve tarihi çok eskilere dayanan hüzünlü türkümüz: “Fakirim geldi divâna(e)” . MP3 OLARAK DİNLEYEBİLRİSİNİZ:
NOT: Yazının ilk hali:
http://www.cansaati.org/topluluk/forum_posts.asp?TID=3786&title=gkhan-ek%DDm%DDn-programi-hakkinda
adresinde bulunmaktadır. Gökhan Ekim, o yazıya “ Değerli büyüklerim, Sayın Hakkı Duran ve Sayın Necati Ülker Beyefendilerin hakkımda söylemiş oldukları sözlerle ilgili kendilerine buradan teşekkür etmek istiyorum. Yaşar Kemal’den ödünç aldığım “kendi topraklarını romanının ülkesi yapmak” deyişini şiar edindim ve ben de kendi topraklarımı müziğimin ülkesi yapmaya çalışıyorum. Eğer kültürümüze, toprağımıza faydamız olabiliyorsa ne mutlu…” şeklinde bir yorum eklemiştir. (hd)
______________________________________________________________________________
(1)Bayram Bilge Tokel, türkülerimizin sevdalısı ve ömrünü bu işe adamış bir şahsiyettir. Yıllardır televizyonlarda türkü programları yapar. Kitaplar ve albümler çıkarır. Bayram Bey’in Çankırı türkülerine özel bir aşinalığı ve yakınlığı da bulunmaktadır. 2002’de EĞİL DAĞLAR isimli Çankırı Türküleri albümünün sanat yönetmenliğini Bayram Bilge Tokel yapmış ve albümde yer alan ‘Mahimi Gördüm Düşümde’ adlı türküyü de bizzat çalıp söylemiştir.
[2] Ziyâ (Abdülhamid Ziyâeddin) Paşa(1825-17 Mayıs 1880), Şâir ve devlet adamı. Eserleri:
Zafernâme; Harâbat, 3 cilt, Tercî-i Bend ve Terkib-i Bend, Eş’âr-ı Ziya, Külliyat-ı Ziya Paşa.
(3) Çankırı’da Zilli maşaya Arap adı verilmektedir. Ertesi hafta ocak yakacak kişiye zilli maşa(arap) bir törenle devredilir ki, buna Arap Verme denilir. Tören sırasında bu türkü okunur. Sözleri arasında“yeniçeri, yeniçeri/ belinde bıçak, hançeri” ifadeler bulunması yeniçeriliğin yaşadığı 1826 öncesi döneme ait olduğunu gösterir. Ahmet Talat Onay ve Veled Çelebi İzbudak yârânda yeniçerilik izlerine işaret etmişlerdir. Programda bu konuya değinildi.