Devletin mali dengeyi sağlayabilmek için hergün bir yeni vergi ihdas ettiği şu günlerde dünün de bundan farklı olmadığını görüyoruz. Çankırı tarihi belgelerinden halkın nasıl bir vergi yükü altında olduğuna şahit olacağız.
Çankırı Şer’iyye Sicillerinden 16 numaralı defterde 86’ ıncı sayfada 134 belge numarasında bulunan Çankırı valisi olarak atanan Vezir Halil Paşa’nın buyuruldusu
Bilindiği gibi Devlet-i Aliyye’de maaş sistemi olmayıp devlet memurları maaş ve giderlerini gönderildikleri bölgelerden tahsil ederlerdi. Meselâ bir ulak Çankırı’ya emir getirdiğinde veya mübaşir bir iş için ilimize geldiğinde bunun masrafları Çankırı halkına paylaştırılır ve ödemeler bu şekilde icra edilirdi. Ulaklar için menzilkeş denilen menzil yerleri inşa edilmiş, ulakların masrafları bu yerlerden karşılanmıştır. İlimizde de Çerkeş, Ilgaz, Tosya, Karacaviran menzil yerlerinin başında gelmektedir. İran savaşları döneminde sol kolda bulunan Çankırı’dan çok fazla devlet görevlisi gelip geçmiş olup artık menzil yeri masrafını karşılamakla görevli Çerkeş, Karacaviran, Ilgaz ve Tosya halkı menzil yeri masraflarını ödeyemez olmuşlardır. Bunun üzerine Çankırı’da bulunan diğer kazaların bu menzil yerlerine yardımda bulunulması için fermanlar gönderilmiştir. Meselâ merkez kaza ve Karapazar kazası Karacaviran menzile yardım etmekle görevlendirilmişlerdir. Hatta öyle bir dönem gelmiştir ki Çankırı tamamı bu masrafları ödeyemez olunca Ankara sancağı Beypazarı kazası ilimize yardım etmekle görevlendirilmiştir.

Devlet ricalinin bir bölgeden geçmesi rahmet olmaktan çıkmış halka eziyete dönüşmüştür. Başımıza devlet kuşu kondu deyimi bu zamanlarda tersine mânâ taşımaktadır.
Devlet ricalinin bir bölgeden geçmesi rahmet olmaktan çıkmış halka eziyete dönüşmüştür. Başımıza devlet kuşu kondu deyimi bu zamanlarda tersine mânâ taşımaktadır.
Gelelim aşağıda aslını ve transkripsiyonunu vereceğimiz Çankırı mutasarrıfı vezir Halil Paşa’nın buyuruldusuna; Halil Paşa ilk defa Çankırı’ya giriş yapacaktır. Gelmeden önce ilde birtakım hazırlıkların yapılması gerekmektedir.
Buyuruldu, Çankırı’da görevli devlet adamlarına gönderilmiştir. Bunların kimler olduğu yine belgede zikredilmektedir. Çankırı kadısı, mütesellim vekili (Valiler görev yerine gelmezler ise yerine vekaleten mütesellim ataması yaparlardı.), vilayet ayanları (Vilayetlerde sözü halk arasında dinlenir güç kuvvet sahibi olan kişiler, bunlar devlet görevlisi değildir, ancak devlet çoğu zaman bunların gücünden istifâ etmek için ayanlık müessesini kullanmıştır.) ve yeniçeri serdarı ilimizde bulunan üst düzey yöneticilerdir.
Paşa birkaç gün içinde Çankırı’ya giriş yapacağını, 3 günlük kapı halkının ihtiyacı olan zahirenin ve konaklayacakları konakların hazırlanmasını istemektedir. Bunun için bir mübaşir ile konakçı ağasını göndermiştir. Miftah ağasına hazırlanan zahirenin teslim edilmesi emredilmektedir. Demek ki kendi gelmeden önce konak hazırlanıyor ve yiyecekleri zahireler halkdan toplanıyor, paşanın sıkıntı çekmemesi için ortam hazırlanıyordu. Günümüzde de bundan pek farksız değildir vali atamaları zannımca. Maaş sistemi haricinde vali bir ile gelmeden önce o il teyakkuza geçer, bu normaldir. Buyuruldunun sonunda emrinin haricinde hareket edilmemesini aykırı davranan olur ise cezalandırılacağını bildirmektedir.
Halil Paşa’nın isteklerinin yazılı olduğu bir mevkufât defteri vardır. Bu defterin bir sureti mübaşire verilir ki paşa gitmeden önce mübaşir ihtiyaçları hazırlatsın diye. Bu defteri inceleyelim hep birlikte bakalım paşamız neler talep etmiş Çankırı halkından.
Nân-ı aziz, yani ekmek üç bin çift üç gün için, üç bini üçe böldüğümüzde günlük bin çift ekmek ediyor. Bir kişi günde bir çift ekmek yese valimizin yanında bin kişi var demektir. Anlaşılan valinin maiyyetinde hatırı sayılır bir asker taifesi ve kapı halkı bulunmaktadır. Diğer gıdalara bakalım; koyun eti 750 kıyye (Kıyye ölçüsü bölgeye göre farklılık göstermekte olup ortalama bir kıyye 1282 grama denk gelmektedir. 750 kıyye bu hesaba göre 960 kilo civarına tekâbül etmektedir.), 960 kilo pirinç, 228 kilo sade yağ, bal mumu 13 kilo, yağ mumu 50 kilo, kahve 64 kilo, tavuk 77 kilo, süt 26 kilo, peynir 13 kilo, bal 128 kilo, un 77 kilo, katran 32 kilo, yeterli mikdarda çeşitli sebze, hayvanlar için yeterli mikdarda saman, 750 kile arpa, yaklaşık bir ton civarında olup hayvan yemi olarak kullanılacağı anlaşılmaktadır.

Zikr olunan iâşeler bir vali atamasında ile yüklenen masrafları göstermesi bakımından ilginç olduğu üzere incelemeye alınmıştır. Bu masraflar daha sonra salma salmak deyiminin türediği salyâneler ile Çankırı halkının tamamından tahsil edilmektedir. Henüz tahsiline dair belge önümüze gelmedi. Kadı sicillerini okumaya devam ettiğimizde bu belge ile karşılaşacağımız muhakkakdır.
Belgenin transkripsiyonu ve orijinali;

“Kangırı mutasarrıfı Halil hazretlerinin buyuruldusudur. Şerî’at-şi’âr fazîlet-disâr Kangırı kadısı faziletlü efendi zîde fazluhu ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-ayân mütesellim vekili Süleyman ağa zîde mecduhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân ayân-ı vilâyet ve yeniçeri serdârı ve sâir iş erleri zîde kadruhum inhâ olunur ki bu def’a karargâh ve ikametgâhımız olan nefs-i Kangırı’ya çend-rûz tarafından müsta’înen billâhi teâlâ vusulümüz musammem ve muhakkak olmağla dâiremiz halkına iktizâ eden 3 günlük ecnâs-ı zehâyiri zahîre mübâşirimiz marifetiyle ve gönderilen defter-i mevkufât mantûkunca tekmîl ve tedârik ve hazır ve âmâde ve bilâ noksan tarafımız dahi kabzına memure edâ ve teslîme cümleniz bi’l-ittifâk tekayyüd-i tâm ve sa’y-i ihtimâm eyleyüb ve konakçımız varmazdan mukaddem dâiremiz halkına iktizâ eden konakları bilâ noksan hazır ve âmâde ve muktezî hareketden gâyetü’l-gâye hazer ve mücânebet eylemeniz bâbında iş bu buyuruldu tahrir ve ısdar ve kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân ağalarımızdan miftah ağası İbrahim ağa zide kadruhu tayin ve irsal olmuşdur. Bi-mennihî teâlâ vusûlünde gerekdir ki vech-i meşrûh üzere dâiremiz halkına iktizâ eden 3 günlük ecnâs-ı zehâyiri gönderilen defter-i müfredât mantûkunca hazır ve âmâde ve tarafımızdan kabzına memure edâ ve teslime mezîd-i ihtimam ve dikkat-i tâmm ve muceb buyuruldu amel ve hareket ve hilâfından begâyet hazer ve mücânebet eyleyesiz deyü buyuruldu. Fî 11 Şevval sene 1188. Dâire-i hazret-i veliyyü’n-ni’amiye ve zümre iktizâ eden ecnâs-ı zehâyir defteridir ki ber vech-i âtî zikr olunur. Nân-ı azîz 3000 çift, lahm-ı ganem 750 kıyye, pirinç 750 kıyye, revgan-ı sâde 178,5 kıyye, şem’-i asel 10 kıyye, şem’-i revgan 40 kıyye, kahve 50 kıyye, tavuk 60 kıyye, süt 20 kıyye, peynir 10 kıyye, asel 100 kıyye, dakîk-i hâs 60 kıyye, katran 25 kıyye, tuz 20 kıyye, yoğurt 1 kıyye, ma’bûk ? Şa’ir 10 kile, sebzevât kifâyet, saman kifâyet, şair kile-i İslambolî 750, vech-i meşrûh üzere bâlâda tahrîr olunan ecnâs-ı zehâyiri bir an akdem rûzmerre olmak şartıyla bilâ noksan hâzır ve âmâde ve tarafımızdan kabzına memure edâ ve teslîm olunmak emr-i hazret-i veliyyü’n-ni’amidir. Fî 11 Şevval sene 1188. Ahmet Hamdi Kethüda…Kangırı. (15 Aralık 1774).”
Çankırı Araştırmaları Sitesi sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.



Yorum bırakın