ÇANKIRI TARİHİNE 100 CANLI TANIK: MÜRÜVVET BATUMLU


Mürüvvet Teyzemle randevulaşmak için ikinci adresi MHP parti binasında buluştuk, kadınlar kolunun aktif büyüğü Mürüvvet Teyzemle kızı Belgin’i arayarak gün ayarladık. Yüksek enerjili, pozitif Mürüvvet Teyzem anne şefkatiyle mükellef bir sofra hazırlamış. Kızı işten gelince hem lezzetleri tattık hem sohbetimizi yaptık. Size bu sohbeti ulaştırmama vesile olan Mürüvvet Teyzeme ve kızı Belgin’e çok teşekkür ediyor, sağlıklı günler diliyorum.

Serpil ÖZKAN

MÜRÜVVET BATUMLU

Anne adı: Şaziye

Baba adı: Ali Çiçek

Doğum yılı: 1943

Doğum yeri: Çankırı 

Kardeşleri: Samiye Durukan

Alibey Mahallesi Haşıkların evinin arkasındaki evimizde doğdum, orada büyüdüm. İki katlı bir oda bir kiler alt katta da bir odamız vardı. Annem inek beslerdi, sütünü satardı bize de yedirirdi sütünü yoğurdunu sonra ineğimiz satılınca orayı oda yaptık. Evimiz şirindi top atılan yerin altındaydı. Annem Dodurlara, Kıbırlara, Haşıklara işe giderdi.

1950 yıllarında annem vali konağına da işe giderdi. O valiyi hiç unutamıyorum, ismini hatırlayamıyorum ama. 

Annem işe giderken bizi de götürürdü bahçede oynardık hiç kızmazdı bize amcamın gözü askerde kör olmuş ona aylık bağlatmıştı.

 

Çocukken gece kapıda oynardık, ışıklar yanar kadınlar kapı önünde otururlardı. Yaz gecelerinde saklambaç, yakalamaca, ağaç kapmaca oynardık, okulculuk oynardık, öğretmen olurdum oyun oynarken.

Annem çamaşırı çamaşırhanede yıkardı. Ocak kapardık sabahları, annem çamaşır yıkayınca arkasından da bizi yıkardı, taşın üstüne oturttururdu. O mahallede büyüdüm, yakındı çamaşırhane şimdi  gittikçe eski günlerimi anıyorum.

 

Kurtuluş İlkokuluna gittim. Mazhar Dumanlı öğretmenimdi. İlkokulu bitirince Akşam Sanata gittim. Dikiş kursundan diploma aldım aynı zamanda annem Kur’an kursuna da gönderdi. İmarette Sümer Ağhan, Sühan arkadaşlarımdı. Fazla arkadaş edinemedim. Annem disiplinliydi. Yolda “arkanıza bakmayın, herkesle konuşmayın” diye tembih ederdi. 

Babam Devlet Demiryollarında çalışıyordu. Kız kardeşim Karataş Mahallesi’nde bir ilkokul vardı evi okul yapmışlar,orada okudu. Kuran Kursunda hatim indirdim orada beni görmüşler. Karataş Mahallesi’nde Dip Kapıların Emine Hanım Teyze dünür geldi. Annem oğlanı görmeye gitmiş hem bakır dövüyormuş hem de bir eliyle ekmeği ısırıyormuş.” Bu dedi ekmeğini taştan çıkarır seni vereceğim” dedi. 

Çok küçüktüm, 15 yaşındaydım. Sami Kuttaş abi görümcemin kocasıydı. Yaşımı büyütmek için mahkemeye gittik. Alnı yumru bir hâkim vardı. “Kız  niye evlenmek istiyorsun? dedi. Beni de dışarıda öğretmişlerdi. “Hâkim Bey dedim kayınvalidem yaşlı ona bakacağım, eşimin çamaşırını yıkayacağım, yemeğini yapacağım, bulaşığı yıkayacağım” dedim. Yaşım büyüdü.

Nişanlıyken büyük sel oldu. Kayabaşı’nın oradan çıktık baktık. Aşağıda görümcemler vardı iri hamur yapmışlar, mantızın üstünde pişiyormuş, tencereyle suyun üstünde yüzüyordu. Evler gitti, dumanı tüte tüte Anıtın oraya kadar geldi. Sel birdenbire geldi. Çayın içindeki Şehir Kulübünün aşçısı filan öldü. Zincircioğlunun evinin altındaki ev tüte tüte gitti. Görümcemgilin bahçeye sandıklar, yastıklar, ev eşyaları selde geldi. Eskiden çuvalla şeker, patates, soğan alınıyordu. Hep çayın içine sürükledi getirdi.

 

Eşim askerliğinin bir yılını Ankara’da ikinci senesini Kore’de yapmış. Seul’e gidip gelmiş cemseyle. Nikâhım görümcemlerin evinde oldu. Hastahane köprüsünün orada Zincircioğlunun köşkü vardı, alt katta oldu. Kınam Taslı çeşmenin üst tarafındaki bir evin avlusunda oldu. Karı koca çalıyorlardı, erkek keman kadın tef isimlerini hatırlayamadım. Kızlarla da evde eğlendik. Annem usulleri hep uyguladı. Allah razı olsun annemden hiçbir şeyden mahrum bırakmadı bizi, kaftan, bindallı giydirdi, gelinlik giydim.

Karataş Mahallesi’nde Hoca babaların evinde kaynanamgil gelinönü yaptılar. Dodurların Nezihe Abla yengemdi annemi çok severdi. Bana “Kızım kaynanana iyi bak, eşine iyi davran itaatkâr ol kötü söz söyleme kimseye” diye tembih etti. Hala uygularım söylediklerini kulağıma küpe oldu. Kimseyle kötü olmam, iyi geçinirim. Eşim evlendiğimde bakırcı Bahattin Elibol’un yanında çalışıyordu sonra küçük bir dükkân açtı. Büyük oğlum büyürken yardım ederdi. Eşim bakırları eritirken gölük çekerdi. Sami Abim Allah bin kere razı olsun Ali İnandık’ın zamanında belediyeye şoför olarak aldı. 

İmarette oturuyorduk. Karataş Mahallesi musalla taşının yanında Kantarcılar’ın büyük evi vardı. Karşısındaki iki katlı ev bizimdi. Alt kattaki odada kayınvalidem, kayınpederim yukarıdaki bir odada bizimdi. Bir kiler vardı mutfak olarak kullanıyordum. Yürüttüm vardı orayı da oturma odası gibi kullanıyordum. Tahtalıydı, tellerdim, gıcır gıcır yapardım. 

Kayınpederim vefat ettikten sonra ayrı çıktık. Şimdiki Çankırı Lisesi’nin orada evimiz vardı. Kızım, oğlum oraya taşındığımızda vardı. Kayınvalidem hastalandı yanıma geldi. Şekerci Latifin kızı Latife eltim. Görümcemlerde de yardım etti, annemle altlı üstlü oturuyorduk. Annem de çok yardımcım oldu.

İzmirlilerin Hasan Ağabey, Zahide Abla, Hacer, Nuray, Yumaklar, Dodurlar vardı. Arkamızda Terzi İhsan Kaleli’gil vardı hala dostluğumuz devam ediyor, burada olanlarla görüşüyoruz. Nuray’ımla görüşüyoruz, Yumakların Ayten Ablayı vefatına kadar yalnız bırakmadım. Ayper’im sağ olsun arar gelince sende kalacağım o tava çöreginden yiyecem diyor. Aynur, Pınarla görüşüyoruz.

İhsan Kalelinin kızı Hacerle de… Akrabalarımı da ihmal etmem. Hacer Arık halam, Şeref, Ali, Bekir, Münir Arık halaoğlum. Hikmet Yengem var, torunları var. Amcamın kızı Zahide yorgan dikerdi. Hastahanenin arkasında otururdu. Onun çocukları var vefat edenler oldukça azalıyor gençler çok.

 

Küçük oğlum 1975’de Lisenin oradaki evde doğdu o 3 aylıkken orayı yıktılar. Annemle Uzunyolun orada Durnaların iki katlı evi vardı orayı aldık annemle beraber altlı üstlü oturduk. Uzun yolun girişinde şimdi bakkal Hasanlar aldı. Cızcızların Zela Teyze vardı. Karşımızda Ölmezlerin Affe Abla vardı. Melek vardı kayınvalidesi Hayriye çamaşır satardı. Çam Ahmetlerin Güner’gil vardı. İğneci Hasan eşi Ayten Hanım vardı. Herkesle geçimimiz iyiydi, gece gündüz gider gelirdik, hala devam ettiriyoruz. Büyük oğlumu orada evlendirdim.

 

Dantel örerim. Kanaviçe işlerim. Yelek, kazak örerim. Eşim ev eşyasına, giyimin üstüne düşmezdi, boğazımıza çok iyi bakardı. Bir kilo yerine iki kilo alırdı, bende kazandıklarımdan çocukların üstünü başını alırdım, kaç kişinin çeyizlerini yaptım.

 

30 yıldan fazladır siyasete ilgim var. Hareket Partisi’ne zaafım var, bu başkanım da Yapraklılı hemşeri annem Yapraklı Bugay köylü Cicikler derlermiş.

Çok seviyorum onlar da beni seviyorlar sayıyorlar. Yavrum Hakkım çok candan karısı da öyle Betül’ün annesi de kız kardeşimin sınıf arkadaşıydı, bize eskiden gelir giderlerdi. Toplantılara gidiyorum, ziyaretlere katılıyorum faaliyetlere katılıyorum. Ev gezmeleri bu hastalıktan dolayı gidilmiyor. 

Bitişiğimde Tuzcu Güraylar var, Fatma’yı çok severim ama görüşemiyoruz. Sinemacı Hilmi’nin hanımı var. Gülşen Onat var ona giderim. Gülten Başyayla’ya giderim. Sucu Ali’nin kızı İmaretten tanırım.

Evlendikten sonra pikniklere giderdik. Sami Abi götürürdü. Sami Abi sayesinde Urfa’ya da gittim. Yol uzak ya eşimi götürüyordu yolun birazında arabayı o sürsün diye. Mürüvvet gitmiyor mu?  Demiş. O da gelsin demiş kızı Serpil orada çalıştı eşya götürdük. Allah razı olsun.

 

Ölünceye kadar annemle hep yan yana oldum. Kız kardeşim amansız hastalıktan vefat etti. Ölmeden önce çocuklarına vasiyet etmiş annemle hep o ilgilendi. Ben gurbette annemle çok ilgilenemedim hakkı geçti “teyzenizin kaloriferini alın” demiş. Yeğenlerim kaloriferimi döşettiler. Allah rahmet eylesin kardeşime çok üzülüyorum.

Eşimin hastalığına maddi manevi çok uğraştım ama emir büyük yerden, Onu da kaybettim. Allah razı olsun, iyi insandı.

 

Milli bayramları çok severim, hiç kaçırmam. Çocukların zamanında da seyretmeye giderdim. Bir oğlum astsubay okulunu burada okudu. Flama taşırdı onu seyretmeye giderdim. Çocuklar büyüdü başkalarını seyretmeye gittim şimdi de gidiyorum erkenden gider yer kapardım. Atatürk bizi bugünlere getirdi, vatanımızı kurtardı. O öldü bizi başkaları yönetecek tabii ama Atatürk’ü unutmayacağız, unutturmayacağız. Kandillerde büyüklerimi hep ararım onlar da beni ararlardı. Annem kız kardeşimi okuttu öğretmen oldu. Annem beni okutmadı ama beni de Kur’an kursuna gönderdi. Şimdi çok dua ediyorum bana Kur’an öğrettiği için pazartesi perşembe ölmüşlerime okuyorum. İlahi defterim var ilahiler yapıyorum. 

Bayramlara hazırlık yapılırdı. Çocukluğumdan özlem duyduğum bayramlarda Mühlüz Tepesinin orada Ebcetin hamamının önünde at arabasıyla gezdirirlerdi. Kırkevlere doğru gidip gelirdik çok eğlenirdim.

Adetlerde öncekilerde güzeldi, düğünler güzeldi. Okuyucu ilgilenirdi düğünlerde o zamanda gençler eğlenemiyordu. Şimdi de gençler eğleniyor, şimdide güzel.  Benim düğünümde Kara Şahan Teyze vardı. Eskiden hep yemek yapılırdı. Gelin önünde yemek verilirdi. Takım yemeği şimdi düğün yeri yapıyor. Eskiden yokluk çorbaları pişirirdik. Sızgıç, kışlık kıyma herkesin evinde azdan çoktan olurdu. Tarhana çorbası kaynatırdık.

KARIŞIK ÇORBA

Biraz yarma, biraz bulgur, biraz yeşil mercimek, yağ, soğan, kıyma tencerenin dibinde öldürülür, salça eklenir. Bulgur, yarma, yeşil mercimek katılır, su ilave edilir. Tuz, pul biberle pişirilir.

 Güzün tarhana yapardık. 

TARHANA ÇORBASI

Önceden ıslatılır.

Yeşil mercimek, sızgıç ya da etlik kıyması, tuz, pul biber, biraz yağla uzun süre kaynatılır. Üzerine kuru nane, küpecik peyniri dökülerek yenir.

Çocuklara tava böreği yapardım, ıspanaklı yapardım daha çok. 

TAVABÖREĞİ

Un, su, tuz ile mayasız hamur yoğrulur. İçli ekmek gibi açılır, ıspanak döşenir. Diğer açtığın ekmek üstüne konur kenarları bükülerek kapatılır. Kimi de büyükçe açıp içini yağlar, rulo yapar onu tekrar küçük paziler yapıp açar. Daha tel tel olsun diye yaparlar.

Eskiden buzdolabı yoktu. Eşim kazan tava yapardı içine su koyar yemeklerimiz orada muhafaza ederdik.

 

Küçük oğlum yarana girdi. Orhan Başbuğ’unun yaranıydı, türkü söyler, saz çalar, darbuka çalar şimdi de klarnet almış. Karşı dairemde oturuyor kolum kanadım her şeyimle ilgileniyor. Kızım çalışıyor ama beni hiç ihmal etmez, beni kimseye ezdirmez attırmaz çok seviyorum çocuklarımı. Allah razı olsun torunum Berat, Kaan çok seviyorum. Büyük oğlum yabanda astsubay iki tane de ondan var torunum.

Aylığım var hep yiyorum dağıtıyorum. Çocuklara şeker alıyorum, dağıtıyorum. Her şeyim var Allah’a şükür hiç dünya malında gözüm yok. Birini mutlu etmek çok sevindiriyor. Gözümüz tok oldu annem aldığını siniye döker dışarıda gözünüz olmasın derdi. Eşim de öyleydi yeme içme hususunda hiç bizi ihmal etmedi.

 

Her gün 9’da 10’da dışarı çıkarım. Ekmeğimi, gazetemi eksiğimi alır gelince kahvaltımı yaparım. Hiç boş durmam , gazetemi okur, bulmacamı çözerim. Kazak örerim, yelek örerim satarım. Allah’a şükür kendimi idare edebiliyorum.

SAYGILARIMLA SERPİL ÖZKAN

29/1/2022


Çankırı Araştırmaları Sitesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

Yorum bırakın

WordPress.com Tarafından Desteklenen Web Sitesi.

Yukarı ↑

Çankırı Araştırmaları Sitesi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin