Rıfat N. BALİ tarafından hazırlan “Türkiye’de kitap kolleksiyonerleri ve sahaflar” adlı kitaptan bir alıntı paylaşıyorum.
Ama bir de müsteşrikler var ki onlar ne alacağını iyi bilirler. Ve yığın yığın kitap onlar eliyle dışarı taşınmıştır. Zaten bir devirde bizim eserler yağma oldu. Bunun bir sebebi de Harf inkılabının bazı memurlarca yanlış anlaşılmasıdır. Bu memurlar evlerde ne kadar kitap varsa kuyulara dolduruyorlardı.
Öyle bir hal olmuştu ki bir adamın evinde bir kitap saklaması kobra yılanı saklanmasına beterdi. Herkes korkusundan kitapların defetmeye çalışıyorlardı. Ben askerdeyken bir olaya şahit oldum. Çankırı Mevlevihanesi’nin bütün kitapları korkudan toprağa gömülmüştü. Bana gösterdiler. Onca kitabın içinde çürümemiş tek kitap bulabildim; bir Nesimi Divanı. Çoğu ev halkı, dayak ve sopa altında kitaplarını kuyulara dökmek zorunda bırakılmıştı. Keşke bu kitapları Avrupalılar dışarı taşısaydı Çünkü bu öyle veya böyle eserimizin insanlığın hizmetine sunulmasına yarayacaktı.

Ülkenin özgür ama kitabın tutsak olduğu bir devir yaşandı. Medeniyet yeni nesillere intikal ettirilemeden kayboldu.